Kendime Merhaba

Uzun zamandır kaybolmuş, yaratıcı sürüncemede kalmış, dünyanın zevklerine esir olmuş kendime bir selam gönderiyorum. Artık bu satırları yazdığıma göre esaretten kurtulmuş olduğumu, özgürlüğe yelken açtığımı düşünüyorum. Tabiki farkına varamadığım sınırlarına erişemediğim başka bir dünya, başka bir büyülü varlık tarafından esir alınmadıysam. Çünkü yıllardır bu dünyanın zevkleriyle dört köşe olurken de esarette olduğumun farkında değildim. Kendimi özgür ilan etmiştim.

Ama farketmez. Bu esaretse bile beni üretme yolculuğuna zorlayan bir şeylerin esiriyim, beni tüketmeye zorlayan şeylerin değil. Artık beni tüketenler düşünsün! Zehrimi tadanlar yansın!

Peki neyden bahsedeceğim: Cinsellik. – Yazıyı yazdığım sırada, neyden bahseceğimi düşünürken aklıma ilk cinsellik geldi ve o an hemen sansür uyguladım kendime. “Hayır ilk sıraya cinsellik yazamazsın, seni sapık sanmasınlar, cinselliği araya karıştır.” Sonrasında da kendime uyguladığım sansürü utanç ve gururla, vücudumda açıklayamadığım duygu yoğunluklarıyla deldim –
Evet bu dünyamda nelerden bahseceğim; Cinsellik, insan, şehvet, dürüstlük, cinsellik, sex, hayat, cinsellik, sex, yıkım sonrası dünyada cinsellik, yıkım öncesi dünyada cinsellik… Sanırım neyden bahsedeceğim az çok anlaşıldı.

Burada toplumsal ve kişisel sınırlar olmadan, beni ele geçiren veya benim ele geçirdiğim duygularımla dans etmeyi, özgürce takılmayı düşünüyorum. Lütfen yorum yaparken bunları göz önünde bulundurun. “Aman abi çok ileri gittin, fazla geri gittin, sen ne gavat mışsın be, hadi canım sende bunlar gerçek mi?” gibi yorumlarla kendinizi yormayın. — Bakın siz sansürlemeden ben kendimi sansürlüyorum. Sizin ne diyeceğinizi, eleştirilerinizi hissedip siz demeden sansürü yapıştırıyorum kendime. Lakin artık yemezler. Kendi kendi kendime sansüre son. Umarım.

Tekrardan Merhaba Oğuz. Sapık Dünyana Hoşgeldin.